13 Mart 2009 Cuma

SONDAN SONRA BİR DAHA

Elleri kelepçeli bir mahkum kadar bedbaht , nedense aynı oranda "ne olacaksa olsun" edasıyla gelmişti yine odaya.

Zaman sanki tekrar ediyordu şimdi , seneler önce yine bu odada -iplikleri o güne göre biraz daha dökülmüş olsa da- aynı kırmızı halıda , yine gözleri yarıya kadar dolu su bardağına takılı , bir gelip bir giden düşünceler arasında dinlenmeyi bekliyordu isyanını taşırmadan.

Bunun için senelerce çaba da harcamıştı çoğu kez ,eski geçmişi ki; bir dönüm noktasıydı, şimdi olduğu yere ilk girdiğinde , sonraları ara ara az mı çağırmıştı silik siluetler mazisine, ezilmişti ve hatta bazen kayar gibi de olmuştu gönlü aman dilediği odanın kokusunu unutarak.

Buna rağmen gözlerini sımsıkı yumdu , uzattığı eli boşlukta kalmadı belki de bu yüzden ama , o şart , ilk yemin kutsallarca yıkanmış emanet , onu nereye kadar taşıyabilirdi?

Cevabı kendince de meçhuldü.

Dilini damağıyla ezdi , ezdi... Sussun istiyordu aklına meydan okuyan kelimeler . Sukünet istedi onlardan sadece ve uzun uzun soluklandı , bir tek kendi , huzur ve oda kalıncaya kadar .

Eğdi boynunu... Meydanı yiğitçe terketmek niyetinde olsa da biliyordu; Yollar ufukları yutacak kadar yorgundu.

O an, bir sese döndü, bir gönlüne... Kararı azaları onayladı ilkin . Elleri titredi , bir daha diyecekti dudakları : Sondan sonra bir daha geldim kendimi reddetmeye. Aman ver.. Sen olayım , kaybolayım odalarında . Yıkıp geçeyim aklımın çizdiği öyküleri... Silineyim şu eskimiş kırmızı desen gibi. Damlan olayım , varsın adım köpük olsun. Yoklukta seninle varolayım. Onu bulayım bundan sonra . Adım değişsin metinlerde... Anılayım son bir kez odaların geçtiği yerde.

Oda;dinledi...dinledi... Merhamet tohumları ekiliydi her zerresinde. Çatık kaşlar direnmişti. Ve geçmişi hatırlayarak küskündü aynalarda yankılanan bakışları. Ama af kanunu yazan yazmıştı bir kez. Nafile... Dil sustu...Gözler anlattı...Döndü oda , döndü...

Aşktan başka bir şey kalmadı.

Hiç yorum yok: