24 Mayıs 2008 Cumartesi

GÜLMEK

gülmek, silkinmek tüm varışlardan
çabasız bir deyiş olmak yayvan bir tebessümde
alı al moru mor örtüleri sıyırmak, bayraksı bir direnişle
gülmek, çaresiz gülmek keskin ve arızalı bir seda da


yağışsız ıslatmak ağızdan çıkan her bir nağmeyi
ruhsatsız öylesine anlamdan soyunup gülmek
şuursuzluk kusup mahvi dünya evine
boşalmak, çok geçmeden hafiflemek tenlerden


fikri bir yaygarada aklı salıp dışarı
gülmek çın çın gülmek,bütünleri parçalayıp
vakitsiz bir bakışta sindirmek
heybede dolu geçen zamanları

gülmek hesapsızca kaza gibi
biraz şamar biraz sorgu
daha çok kaybetmek,akl-ı selim zamanları
ışıkları bir açıp, bir kapamak,ölümüne çağırmak
gelecekse gelsin divane çöl tufanları

el yordam,göz nizam, alem tumturaklı
saçlar çoktan taranmış görünüm fiyakalı
isim yaralı ,ruh ağlamaklı,olsun arzu müteşekkir
yıkılmaz bir duvar gibi vakur ve oturaklı


gülmek; perdeler açılınca acı bir şölendir idrak
yinede gülmek varlık denen yalana inanmak
susmak, çıldırmak, yitirmek kendini bir noktada
başı sonu yakmak birden bir hesaplaşmada

Hiç yorum yok: