alkış tufanları sarmıyor can evinden emeği
sevinci ellerinde avutmuyor, görgüye inat
yükselmiyor göklere ecele şerbet bir imân
kurşuni bir solukta tutup alnın ilk yazgısını
bir 'ben' yağıyor 'gülle olup' ıslanmayan her bir yüze
sahneleri yıkıyor ölüme davet bir seher
son oyun bir drama geç kalmasın hüzünler
sahneler;bir dolu bir hınç
sitem yüklü bir kuyu taşmasında
söylenmeyen her inik bakış
katl-i mahkum,tunç çığlıkta boğulurken sessizlik
oyun yarsız söz tekinsiz
kaçmak zamanıdır kendimden
gözler arıyorum yok olmuş,öyle ani
körelmiş,sinmiş kuytulara çekilmiş
suları dinlenmede fırtınasız koylarda
tutuk bir sevda avutmuş en çok
küllenmiş,aşkı inkâr,sıkça talan gözleri
cellatlar sıra sizde vakitler son çalmakta
bilirsiniz yokluk sizinle çağırır
geleceğe bir hatıra donuk mavi resimleri
buyrun içeri girin,güz marşıdır ömrün
önünüze serilen, ıslak ve isyan geceleridir...
20 Mayıs 2008 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder